14 Tem 2012

Oositlerin İnkübasyonu ve Fertilizasyonu

       Toplanan yumurtalar mikroskop altında değerlendirilir, her biri olgunluklarına göre derecelendirilir. Yumurtanın olgunluğu onun döllenebilme kapasitesini belirler. Daha sonra uygulanmaya karar verilmiş dölleme şekline göre işlem yapılır. Yumurtaları döllemek için seçilen yönteme göre uygulama IVF ya da ICSI diye adlandırılır.

       Tüp Bebek (IVF)

       IVF ile ilk sağlıklı doğum 1978 yılında gerçekleşmiş ve İngiltere'de Louise Brown bu yöntemle dünyaya gelmiştir. Tüp Bebek terimi vücut içinde değil de laboratuvar ortamında spermin yumurtayı döllemesini ifade eder. Otuz yıldan daha uzun süredir kullanılan bir yöntemdir. Toplanan yumurtalar özel yöntemlerle hazırlanmış belli sayıdaki sperm hücresi ile özel kültür sıvıları içinde bir araya konularak anne vücut ortamını taklit eden cihazlarda (inkübatörler) bekletilirler. 

       Bu şekilde vücut dışında elde edilen döllenmiş yumurtalar belirli bir süre özel besleyici sıvılar (kültür ortamı) içerisinde tutularak bölünmeye başlamaları beklenmekte ve daha sonra gelişen embriyolar normal gelişimini sürdürebilmeleri amacıyla rahim içine yerleştirilmektedir.

       ICSI (İntrasitoplazmik sperm injeksiyonu (ICSI - mikroenjeksiyon):

       Bu yöntem ilk kez 1992 yılında Belçika'da uygulanmış ve daha sonra dünyada yaygınlaşmıştır. Önceleri çocuk sahibi olma şansı olamayan birçok erkek, oldukça yüksek gebelik şansı sağlayan bu yöntem sayesinde baba olabilmiştir. Özel bir mikroskop ve mikromanüpilatör denilen aletler yardımı ile çok ince bir iğne içine alınan tek bir sperm hücresi (erkek üreme hücresi) yumurtanın içine enjekte edilir. ICSI erkek infertilitesi için devrim sayılabilecek bir değişim yaratmıştır. 

       Böylece sperm sayısı çok düşük, sperm hareketleri yetersiz, sperm şekli bozuk olan infertil erkekler çocuk sahibi olabilme şansını yakalamıştır. 1993 yılından sonra ise sperm analizinde hiç sperm hücresi olmayan erkekler de eğer testislerinde (yumurtalık) cerrahi girişimle (TESE) hücre bulunursa, mikroenjeksiyon (ICSI) ile çocuk sahibi olabilme şansına ulaştı. Bu yöntem günümüze kadar, doğal yolla meydana gelen bebeklere göre doğumsal riskleri belirgin olarak arttırmamıştır. 

       Sperm sayısı aşırı derecede düşük olan erkeklerin bu durumu genetik yapılarından kaynaklanıyorsa, ICSI ile bu durumun erkek çocuklarına aktarılma ihtimali mevcuttur. Bu nedenle çifte daha iyi bir bilgilendirme için genetik danışmanlık istenebilir. Ayrıca doğumsal olarak erkeğin sperm kanallarının olmaması durumu olan vaz agenezisi, kistik fibrozis denilen bir hastalıkla birlikte olabilir. Genetik geçişli olduğu bilinen bu hastalık için de genetik inceleme yararlı olabilir.

       Her iki yöntemde de yumurtalar, işlemlerden 16-20 saat sonra incelenerek döllenmenin meydana gelip gelmediği saptanır. Eğer döllenme oluşursa bu yumurtalara artık pre-embriyo ya da zigot denir. En az iki hücreli aşamaya geldiklerinde de embriyo adını alırlar. Laboratuvar içinde oluşturulan şartlar, döllenmeyi kolaylaştırıcıdır; ancak fertilizasyon tüm yumurtalarda meydana gelmez. 

       Ortalama olarak, toplanan yumurtaların %60 - 70'i döllenir. Bu oran çiftlere göre daha düşük ya da daha yüksek olarak meydana gelebilir. Yumurtaların toplandığı günden sonraki öğlen, embriyologlarımız sizleri arayıp yumurtalarınızın durumu ve döllenmeleri hakkında bilgi vereceklerdir. Eğer yumurtaların tümünde ya da büyük bir kısmında döllenme oluşmamışsa yeni bir inseminasyon için girişim yapılabilir. Bu nedenle, erkek partnere yalnızca yumurta toplandığı gün değil, bazen takip eden günde de sperm örneği vermesine ihtiyaç duyulabilir.

       Döllenmiş Yumurtaların (Embriyo) Gelişimi ve Değerlendirilmesi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder