27 Haz 2012

İleri yaşlarda gebelik ve riskleri

      Günümüz toplumunda, kadınlar tarafından gebeliğin daha ileri yaşlara bırakılması genel bir seçim olarak daha sık karşımıza çıkmaktadır.


       Bu düzenli bir aile yaşantısını oluşturmayı istemekten, maddi güvenceyi sağlamak kaygısından ya da zihinsel olarak anneliğe hazır olduğundan emin olmaya çalışmaktan kaynaklanır. Ayrıca basında yardımcı üreme teknikleri ile ilgili olarak yer alan haberler gerçek dışı bir şekilde, ileri yaşlarda gebe kalabilme konusunda kadınlara güvence oluşturmaktadır.

       Önemli olan kadının sağlıklı bir gebelik ve gebe kalma potansiyeli üzerine, yaşın etkili olduğunun farkında olmasıdır. Biyolojik nedenlerden dolayı ileri yaşlarla birilikte doğurganlık azalır. Otuz yaş altında herhangi bir ayda doğal yolla gebe kalabilme şansı % 20- 25 iken, 40 yaş üzerinde bu şans yalnızca % 5 olarak öngörülmektedir. Tüp bebek gibi ileri infertilite tedavilerinde dahi 40 yaş üzerinde gebe kalma şansı azalırken, düşük yapma şansı artmaktadır.

       Doğurganlıkta olan bu değişiklikler; içinde bulunulan sağlık durumu, yumurtlama fonksiyonunda oluşan değişiklikler ve yumurtalıktan atılan yumurtanın genetiğindeki değişiklikler ile açıklanabilir. Ayrıca kırk yaşına gelene kadar bir çok kadının başından doğurganlığını etkileyebilecek, kadınlık organları ile ilgili enfeksiyon, endometriozis ya da cerrahi müdahale geçmektedir.

       Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde infertilite tetkiklerine 1 yıl başarısızlıktan sonra başlanırken, kadının yaşı 35’in üzerinde ise bu süre 6 ay olmalıdır.

       Yumurtalıklardaki Değişiklikler
       Beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz gibi yapılar yumurtlamayı ve adet düzenini salgıladıkları FSH ve LH gibi hormonlarla yönetirler. Kadınların çoğu ilk adet gördükleri dönemde (puberte) yumurtalıklarında toplam 400.000 yumurta hücresine sahiptirler. Her adet döneminde olgunlaşarak gebelik oluşturmak üzere atılan tek yumurta hücresi, birlikte gelişmeye başladığı 500 – 1.000 yumurta arasından seçilmektedir. Geri kalan yumurtalar ise kendi kendilerine imha olmaktadır.
       Menopoz dönemine yaklaşan bir kadının yumurtalıklarında yalnızca birkaç bin yumurta hücresi kalmıştır. Bu yumurta hücreleri ise genelde FSH ve LH hormonlarına istendiği gibi yanıt vermezler ve beyindeki yapılar kontrolü sağlamak için bu hormonların kandaki düzeylerini arttırırlar. Adet kanamasının 3. gününde FSH düzeylerinde yükseklik saptanması bunun sonucunda meydana gelir. Yumurtalıklardaki bu cevapsızlık, aynı zamanda yumurta hücresindeki kalitesizliğinde indirekt bir işaretidir.

       FSH ve LH' a azalan yumurtalık cevabı ile birlikte, yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının da seviyeleri düşer. Adetler arasındaki süre kısalabilir ve yumurtlamalar oluşmayarak adetlerde sekmeler görülebilir.

       Yumurta Hücresindeki Değişiklikler
       Yaşlanan kadın ile birlikte yumurta hücreleri de yaşlanır, enerji üreten mitokondri sayıları giderek azalır. Sperm tarafından döllenme kabiliyetlerinin azalmasına neden olur. Bu yumurtaların döllenmesi durumunda genetik bozukluklar açısından daha fazla risk söz konusudur. Örneğin, Down Sendromu (21. kromozomun iki yerine üç tane olması, mongol bebek) yaşlı kadınların çocuklarında daha sık görülür.

       Genetik problemi olan yumurtanın döllendikten sonra büyüme ve hayatta kalma şansı çok düşüktür. Bu nedenle de 40 yaşın üzerinde düşük yapma açısından artmış bir risk söz konusudur.

       Kırk yaş üzerindeki kadınların gebe kalma şanslarındaki azalma büyük oranda yumurta hücrelerinde artan kromozomal problemler ile ilgili gözükmektedir. Uygulamanın serbest olduğu ülkelerde yaşlı kadınlarda, genç kadınların yumurta hücreleri kullanılarak yapılan tüp bebek tedavilerindeki başarının, genç kadınların ki ile benzer oranlarda olduğu göstermiştir. Bu da yaşlı kadınların gebe kalmasının önündeki en önemli engelin, yumurta hücrelerinde zaman içinde oluşan problemlerin olduğunu doğrulamaktadır. Maalesef, yaşlanma ile yumurta kalitesinde meydana gelen bu bozulmayı önlemek için yapılabilecek hiçbir şey yoktur.

       Değerlendirme ve Tedavi Yaklaşımları
       İleri yaştaki bir kadın gebe kalmaya karar verirse ilk yapılması gereken gebelik meydana geldiğinde oluşabilecek tıbbi problemlerin ön araştırmasının yapılmasıdır. Önceden saptanmayan hipertansiyon ya da şeker hastalığı gibi durumlar gebelik sonrasında istenmeyen problemlere neden olabilir. Kadın 6 - 12 aylık süre içinde gebe kalamamışsa, bu konuda tecrübeli doktorlar tarafından değerlendirilmelidir. Gerekli ön testlerin tamamlanması 1 – 3 ay kadar sürer, uygun tedavi belirlenerek hemen başlatılır. Alışılagelen testlerle birlikte, AMH (anti – mülerian hormon) ve adetin belli dönemlerinde yapılan FSH, LH ve östradiol (E2) ölçümleri yumurtalıkların durumu konusunda önemli bilgiler sağlar. Sonuçlar, kadının başarı şansı konusunda ek bilgiler verir.

       Çok mu yaşlıyım ?
       Tüp bebek yöntemi ile kendi yumurtaları kullanılarak gebe kalıp çocuğunu doğurmuş 45 yaş ve üzerinde kadın sayısı çok çok azdır. Ancak bireysel farklılıklar bu sınırları da kişiselleştirmektedir. Kimi kadın bu sınıra daha erken yaşlarda ulaşırken kimisi de daha ileri yaşlarda doğurganlığını korumaktadır.




Kaynak: AnkaraTüpBebek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder